İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Dünyanın önümüzdeki en büyük sorunlarından bir tanesi mali kabahat yaygınlığıdır. Bir elinizde kripto para var, öbür elinizde sanal ve sanal kumar var. Bir elinizde bir taraftan bir tarafından nakledilen para var. Yani kara paranın yani terörün oluşturduğu bir finansmanın yani kumar parasının ve uyuşturucu parasının dünyanın her tarafında istediği üzere dolanabileceği bir sisteme bugün kimse sesini çıkarmamaktadır.” dedi. Göç sıkıntısıyla ilgili de konuşan Bakan Soylu, bu sorunun insanlık sıkıntısı olduğunu vurguladı.
Bakan Soylu, NATO Parlamenter Asamblesi (NATO PA) Siyasi Kurul ile Akdeniz ve Orta Doğu Özel Kümesi ortak toplantısına katıldı.
Toplantıya katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, göç problemi hakkında konuştu. Bakan Soylu, göç sorununun sadece Türkiye’yi ya da diğer bir ülkeyi ilgilendiren bir husus olmadığını söyleyerek, bu sorunun insanlık sorunu olduğunu vurguladı.
“Göçün kaynağına müdahale edilmelidir”
Konuşmasına, göç sorununa değinerek başlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “21’inci yüzyılı bu türlü beklemiyorduk. Bilhassa Avrupa Birliği’nin 21. yüzyılda vaaz ettikleriyle daha birbirine uyumlu bir dünyaya, sonların açık olduğu, insan haklarının çok daha üstün olduğu ve her sorunun dünya tarafından çok net bir halde takip edildiği bir dünya bekliyorduk. 21. yüzyıl bize bu türlü bir dünya sunmadı. Bunu hepimiz yaşıyoruz. Gerek dünyanın, gerekse bölgemizdeki göç hareketliliğinin nasıl olduğunu fakat buna dair rastgele bir sonuç ortaya konulmadığını söz etmek istiyorum. Göçün kaynağına müdahale edilmedikten sonra ortaya konan tüm süreçler başarısızlığa mahkumdur. Pekala global kulüplerin bu sürece dair olumlu bir katkıları var mı? Hayır, yok. Amerika dahil büyük ülkelerin rastgele, Avrupa dahil, büyük ülkelerin rastgele bir katkıları var mı? Hayır, yok. Varmış üzere gösteriyorlar” dedi.
“Dünyada vekalet savaşları hala devam ediyor”
Dünyanın pek çok değerli meseleyle boğuştuğun, bunun sebebinin vekalet savaşları olduğunu belirten Bakan Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Şu anda dünya büyük bir güç kriziyle karşı karşıya. Pekala çözülecek mi? Hayır çözülmeyecek. Bakınız Afganistan iyileşmeyeceğine nazaran Pakistan düzelmeyeceğine nazaran, Suriye sıkıntısı bitmeyeceğine nazaran Irak, Amerika’nın vaaz ettiği üzere demokratik bir süreçle karşı karşıya kalmayacağına nazaran, Yemen düzelmeyeceğine nazaran, Libya düzelmeyeceğine nazaran, Lübnan’da fukaralık sona ermeyeceğine nazaran, dünyadaki göç sıkıntısı de devam edecektir. Motamot güç sorununun devam edeceği üzere. Yani herkes ağzını açmış, Amerika’daki kaya gazını beklemektedir. Vekalet savaşları devam ediyor hala dünyada. Dünyanın batısında sentetik uyuşturucu üretiliyor. Dünyanın doğusunda doğal uyuşturucu üretiliyor. Amerika, Afganistan’a girdiğinde Afganistan’daki afyon üretim yerinin ölçüsü 17 bin hektardı. Çıktığında 300 bin hektara kadar ulaştı. 230 bin- 240 bin hektarla birlikte çıktı. Batıdan doğuya kimyasal uyuşturucu doğudan batıya doğal uyuşturucu sevkiyatı kuzey rota, güney rota, Balkanlar rotası, motamot devam etmektedir. Artık Kolombiya’dan Amerika’ya ve öteki ülkelere olanlar öbür ülke rotaları elbette farklılarıdır. Bunlar da karşı karşıya kaldığımız farklı sorunlar ve farklı alanlardır”
“En büyük sorunlarından bir tanesi mali cürüm yaygınlığıdır”
Terörün oluşturduğu bir finansmanın ortada olduğunu lakin dünyanın büyük ülkelerinin bunu görmezden geldiğini söyleyen Soylu, şöyle konuştu:
“Dünyanın önümüzdeki en büyük sorunlarından bir tanesi mali cürüm yaygınlığıdır. Bir elinizde kripto para var, başka elinizde sanal ve sanal kumar var. Bir elinizde bir taraftan bir tarafından nakledilen para var. Yani kara paranın yani terörün oluşturduğu bir finansmanın yani kumar parasının ve uyuşturucu parasının dünyanın her tarafında istediği üzere dolanabileceği bir sisteme bugün kimse sesini çıkarmamaktadır. Bu da karşı karşıya kaldığımız değerli bir sorundur. Bana sorarsanız tekrar global kulüpler tekrar bize sorarsanız dünyanın büyük ülkeleri bunu yok görüyorlar ve rastgele bir müdahale ortaya koymuyorlar”
“WhatsApp, Twitter, Facebook elinizde değil. Kimin elindeyse dünyayı yönetenleri tehdit ettiği bir dönemdeyiz”
Süleyman Soylu, toplumsal medyanın büyük bir güç haline geldiğini ve onu denetim edenlerin dünyayı karmaşık bir süreç içerisine sürüklediğini vurguladı.
Soylu, şu tabirleri kullandı:
“Hepimiz ülkelerimizin milletvekilleriyiz, parlamenterleriyiz ve yöneticileriyiz. 21. asır kadar dünyayı yönetenlerin savunmasız kaldığı rastgele bir devir olmamıştır. WhatsApp elinizde değil, Twitter da elinizde değil. Facebook da elinizde değil. Kimin elindeyse dünyada yeni bir vesayet sistemi kurduğu, dünyayı yönetenleri tehdit ettiği, prestijlerini altüst ettiği ve bunun denetim edilemediği bir devirle karşı karşıyayız. Yalnızca 20. yüzyılın son çeyreğinde hiç hayal etmediğimiz Londra’da yüksek makineli tüfeklerle gezen polisler değil, metroların polis denetimi altında gidip geldiği bir dünya değil, Berlin’de ve dünyanın öteki ülkelerinde özel harekat polislerinin otellerin etrafında alışveriş merkezlerinin etrafında dolaştığı bir dünya değil, büsbütün insanı amaç alan ve hepimizi bir karmaşıkla karşı karşıya kalan bir sürecin içerisindeyiz” .
“Göç sıkıntısı, insanlık meselesidir”
Göç sıkıntısının tüm dünyayı ilgilendiren bir sorun olduğunu söz eden Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Geçen yıl bütçe konuşmalarında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Karadeniz’de yeni bir savaşın başlayacağını önerdiğimde muhalefet partisi milletvekillerimiz dudak bükmüşlerdi. Doğruydu, olmayabilirdi. Ancak maalesef Rusya’yla Ukrayna’nın karşı karşıya kaldığı savaşı ve Ukrayna’da, Ukrayna’nın bir sürü tarikiyle orada çocukların öldüğü, yaşlıların ve yüz binlerin ve milyonların topraklarını terk etmek zorunda kaldığı süreci daima birlikte yaşadık. Ve dünyanın büyük kısmı de seyretti. Şayet biz bunları seyreder, birilerinin düzeltmesini beklersek motamot Suriye’de olduğu üzere 14 milyon insan yerinden edilir. Afganistan’dan Avrupa’ya gitmek isteyen yüz binlerce insan dört metre beş metre karın altında kalarak ölürler. Ve bu sıkıntı tahminen de periyodumuzun maliyeti olarak gelecek jenerasyonlara sirayet eder ve gelecek jenerasyonlar hepimizi lanetlerler. Bu bir insanlık sıkıntısıdır. Göç sıkıntısında yanılgı maalesef batının, Avrupa’nın bilhassa göç sıkıntısını bir hudut sıkıntısı olarak değerlendirmesidir. Göç sorunu Türkiye ile Yunanistan ortasında bir hudut sorunu değildir. Göç sorunu Türkiye’yle Suriye’nin 911 kilometre ortasındaki bir hudut sorunu de değildir. Göç problemi Afganistan’la İran çizgisindeki bir sorun de değildir. Göç sıkıntısı İran Türkiye hududundaki bir sıkıntı de değil. Göç problemi, vekalet savaşlarından, iç savaşlardan, gelir eşitsizliğinden, adalete, eğitime, sıhhate, besine erişememekten kaynaklanan ve bundan sonra daha fazla da devam edebilecek bir problemdir. Şayet biz bu sıkıntıyı bu türlü görmez tam da 2018 yılında Merkel’in konuştuğu, şimdiki Avrupa Birliği Liderlerinden birinin konuştuğu üzere bu sıkıntı kaynağında çözülmeye yönelik yüksek bir siyasetle değerlendirilmezse bütün dünya için yakıcı bir hal alacaktır ve devam edecektir. Peşi sıra kentlerdeki kentlerdeki ömrü zorlaştıracak. Peşi sıra yabancı düşmanlığını artıracak, peşi sıra kendine ilişkin sorunlarla iç karmaşıklıklar oluşturacaktır. Bu da yirmi birinci yüzyıldaki bir dünyaya üniversitelerimize, bilim dünyamıza bu bağlantı çağına, teknolojinin yüksek durumuna hiçbir biçimde yakışmamaktadır”
Toplantının geri kalanı basına kapalı olarak devam etti. (İHA)