Fehmi koru*
Gücünü bildiğiniz ve tehdidini gerçekleştirebilecek kadar gözü kanlı biri ‘‘Git oradan, yoksa gelip seni öldüreceğim’’ dese, sonunda mevt olduğunu bile bile yerinizde kalmaya devam eder misiniz?
Sanmıyorum.
İlk yapacağınız şey, devletin güvenlik güçlerini devreye sokmaya çalışmak olur…
Yine de daha inançlı bir yere sığınmak istersiniz…
Gazze’de beşerler İsrail devletinin tehdidi altında. Netanyahu, Gazze’nin kuzeyinde yaşayanlara, konutlarını terk edip güneye gitmeleri, aksi halde ordusunu gönderip karşılarına çıkacak herkesi öldürteceği tehdidinde bulundu.
Herhalde Gazze’nin kuzeyinde yerleşik Filistinlilerin de aklına milletlerarası güvenlik sistemini devreye sokmak gelmiştir…
Birleşmiş Milletleri (BM)… Hiç değilse, İsrail üzerinde tesiri olabilecek devletleri…
Eskilerin tabiriyle ‘düvel-i muazzama’yı…
Kurtarmaya gelirler mi?
BM iştirakte görünmüyor… ABD ve Avrupa’nın değerli ülkeleri Filistinlilerin imdadına koşmak yerine, Netanyahu tehdidini hayata daha kolay geçirebilsin diye, en gelişkin jetleri ile uçak gemilerini bölgeye gönderiyorlar…
Filistinliler bu tehdit karşısında ne yapıyor?
Pek azı güneye hakikat yola çıkmış görünüyor, birtakım aileler küçük çocuklarını kaçırmanın derdindeler; Gazze halkının büyük kısmı ise yerinden kımıldamaya niyetli görünmüyor; sonunda mevt olduğunu bile bile…
Yazarken tüylerim diken diken oluyor…
Filistinlilere ‘‘Bulunduğunuz yeri terk edin’’ tehdidinin mucidi Netanyahu değil. Birebir tehdit İsrail’in kurulduğu ve birinci Arap-İsrail savaşının çıktığı 1948’de de yapıldı.
Savaşla toprak kazanma niyetini gerçekleştirmek için, yeni ilan edilen devletin idaresi, göz koydukları bölgede yaşayan Filistinlere bulundukları yeri terk etmeleri davetini işitebilecekleri biçimde yapmıştı…
Tepelerine broşürler atmak dahil…
Gazze o tehditler sonucunda yerlerini yurtlarını terk ederek güneye yanlışsız hareketlenen Filistinlilerin sığındığı yerdir.
Herkes unutmuş olsa bile Gazze’de yaşayan, çabucak hepsi 1948 sığınmacısı olan aileler, başlarına geleni unutmaz. 1948’de ‘‘Gelirsek ölürsünüz’’ tehdidinde bulunanlar, Filistinlilere, sonradan eski yurtlarına dönebilecekleri kelamını vermişlerdi; BM, göçen Filistinlilerin yerlerine dönme hakkına dair karar da aldığı halde İsrail sonradan buna müsaade vermedi.
Sığınanlar bir daha doğdukları toprakları göremediler…
Günümüzde, İsrail propaganda sistemi, ‘‘Güneye gidin’’ davetlerinin tehdit değil, sıradan insanların hayatlarını muhafaza hedefli olduğunu tez ediyor lakin, Gazzeliler daha evvelki kuşakların yaşadıklarını biliyorlar…
Şimdi de büyük ihtimalle eski kıssa tekrarlanacak. Gazze’den güneye -Mısır’a doğru- hareketlenen Filistinliler bir daha Gazze’yi lakin hayallerinde görebilecekler…
Netanyahu ile İsrail içinden ve dışından işbirlikçileri, Filistin meselesini, Filistinlilerin varlığını tanıyarak çözmek yerine, onları yok etmeye çalışarak çözmek niyetindeler…
Geçmişte Filistinlilere sığınılacak yer olarak gösterilmiş Gazze şeridi, bugün boşaltılmak isteniyor.
Yarın muhtemelen, bu kez elleri silahlı İsrailliler, yerlerine göz koyduklarını her fırsatta muhakkak ettikleri işgal altındaki Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler için de emsal bir tahlili devreye sokmanın fırsatını kollayacaklar.
Fırsat aranırsa nasıl olsa bulunur.
Eskiden dünyanın itirazlarına aldırmayan, BM kararlarını tanımayan İsrail, günümüzde bu kadar destekçi ülkeyi ve küresel medyayı yanında bulmuşken her istediğini yapabileceğine inandığını muhakkak ediyor.
Yazık.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.
