Mahsum Kara
DİYARBAKIR – TMMOB Etraf Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi 5 Haziran Ekolojik Yıkımla Gayret Haftası’na ait şube binasında basın açıklaması yaptı.
Yapılan açıklamada konuşan Etraf Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Nurjiyan Yıldırım, günümüzün en büyük probleminin iklim kriziyle birlikte su ve besin krizi olduğunu söyledi. Bunların en büyük sebebinin ekolojik ömür alanlarının tahrip edilmesi olduğunu vurgulayan Yıldırım “Buna karşın Türkiye’de devlet siyaseti ve yasalar, sermaye kesitinin çıkarlarına, projelerine nazaran uyarlanmaya devam edilmektedir” dedi.
‘YAŞAM ALANLARI YOK EDİLDİ’
Yıldırım, Türkiye’de son 20 yıldır, ülkenin her tarafında ekolojik hayat alanın yok edildiğine şahit olduklarını söyledi. Rant temelli siyasetlerle, sermaye bölümünün betonarme projeleri uğruna canlı çeşitlerinin ömür alanlarının yok edildiğini belirten Yıldırım şunları söyledi:
“Canlıların hayat alanlarını maden, güç, havalimanı ve tüketime dayalı tüm betonarme yapılar uğruna yok etmek, hayatları birbirine dayalı olan canlıları da yok etmektir. Zira, ekolojik hayat alanında bir cinsin yok olması, öbür canlıların da yok oluşuna ve bir bütün olarak beşerler için de sağlıklı ömür şartlarının yok oluşu demektir. Günümüz dünyasının en büyük sıkıntılarından biri olan global iklim krizi ve kapıda olan gıda-su krizinin de en büyük nedenin ekolojik hayat alanlarının sömürülmesinden kaynaklı olduğu bilinmesine karşın Türkiye’de devlet siyaseti ve yasalar, sermaye kesitinin çıkarlarına, projelerine nazaran uyarlanmaya devam edilmektedir. Son yıllarda can ve mal kaybına neden olan ve doğal afet olarak bilinen tabiat olaylarının artmasının nedeni de tabiatın ve insanca ömrün olumsuz etkileyen bu anlayış ve siyasetlerdir.”
‘EKOLOJİDEN UZAK PROJELER UYGULANIYOR’
Diyarbakır’da bulunan Hevsel Bahçeleri ve Dicle Irmağı’nda yaşanan ekolojik tahribata dikkat çeken Yıldırım, “Tüm bu alanın tahribatına ruhsatsız kum ocaklarının açılması, kıyı boyunca dökülen inşaat hafriyatı ve atıkların alanda yarattığı çöp yığınları, ırmaktaki faunanın yok olmasına sebep olmuştur. HES’lerin, barajların, teknik eksikliklerinin, denetimsizliğin neden olduğu sel baskınları, atık suların yarattığı kirlilik, ırmağın doğal akışının tahrip edilmesine sebep olmuştur. Yeniden UNESCO tarafından kültürel peyzaj alanı olarak bedellendirilen Hevsel Bahçeleri, ekolojik idare anlayışından uzak projeler ve talana ve yıkıma hizmet eden siyasetler nedeniyle, 21’nci yüzyılda insan eliyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. 8 bin yıllık tarihi boyunca kesintisiz tarımın yapıldığı neredeyse dünyada tek yer olan bu alan, günümüzde sahipsiz bırakılmış durumdadır” dedi.
‘TÜKETİME KARŞI ÇABAYI SAVUNUYORUZ’
Yaşadıkları coğrafyada doğal ömür kaynaklarının sermayedarlara ve savaş siyasetlerine kurban edilmemesi için gayret edeceklerini tabir eden Yıldırım son olarak şunları söyledi: “ Ekolojik hayat için savaşa karşı barışı, tüketime karşı üretimi savunuyoruz. Savaşsız, demokratik bir hayat mümkün olduğu üzere ekolojik hayat anlayışı da mümkündür. Bizler bu mevzuda her vakit hakikati dillendirmeye, tabiat tahribatlarını ifşa etmeye ve bunu demokratik yasal yollarla yapacağımızı yine tabir etmek istiyoruz.”