İZMİR – Jeotermal Güç Santrali (JES) talanıyla daha evvel de gündeme gelen Aydın’da yeni bir proje daha ortaya çıktı. Didim’de bu kere de Göktekin Tarım A.Ş. isimli bir şirket tarafından Büyük Menderes Deltası ve Dilek Yarımadası Ulusal Parkı’nın bulunduğu alanda jeotermal kaynak arama faaliyeti için ruhsat müracaatında bulunuldu. Şirketin Akköy, Balat ve Batnaz mahalleleri yakınındaki 49 bin 620 dekar alan için yaptığı müracaat, bölgede reaksiyonlara neden oldu.
ULUSAL VE ULUSLAR ORTASI KONTRATLARLA MÜDAFAA ALTINDA
Büyük Menderes Tahliye Kanalı’nın güneyinden başlayarak Taşburun Balıkçı Barınağı’na kadar olan proje alanının, Ulusal Park’ın neredeyse üçte biri büyüklüğünde olması dikkat çekti. Ayrıyeten jeotermal kuyular açılması planlanan Büyük Menderes Deltası, 2873 Sayılı Ulusal Parklar Kanunu, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Müdafaa Kanunu, Milletlerarası Sulak alanlar Kontratı (Ramsar), Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Hayat Ortamlarının Korunmasına Yönelik Kontrat (Bern), Biyolojik Çeşitlilik Mutabakatı (Rio) ve Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Kontratı (Barselona) olmak üzere ulusal ve memleketler arası kanun ve kontratlarla müdafaa altında.
ARAMA YAPILACAK ALANDA 1’İNCİ DERECE ALANLARI MEVCUT
Öte yandan bahse husus bölgea tıpkı vakitte 1’inci Derece Doğal SİT alanı. Bölgenin içerisinde 1’inci Derece Arkeolojik SİT alanları da bulunuyor. 256 yaban kuş çeşidine mesken sahipliği yapan bölge, dünyada 700 bireyi kaldığı varsayım edilen Akdeniz foklarının da hayat alanı. Endemik bir çok bitki bulunan bölgede, yöre halkı tarım ve zeytincilikle geçimini sağlıyor.
Kelam konusu faaliyetin hayata geçirilmesi durumunda bölge tabiatı ve tarımı olumsuz etkilenecek.
25 SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ VALİ İLE GÖRÜŞTÜ
Aydın’da bulunan 25 sivil toplum kuruluşunun temsilcisi hususla ilgili olarak evvel kaymakamlık, daha sonra da Aydın Valisi Hüseyin Aksoy’la görüştü. Valiyle yapılan toplantıda Büyük Menderes Deltası ve Dilek Yarımadası Ulusal Parkı’nı tehdit eden olumsuz gelişmeler lisana getirilirken, jeotermal kaynak arama ruhsatı talebine ait olarak ise bu şekil projelerin ekosistemde geri dönüşü olmayacak önemli hasarlara sebep olabileceği vurgulandı. Toplantıda Vali Aksoy’un da tabiatın korunması konusundaki hassasiyetlerini lisana getirdiği öğrenildi.
‘AKLA MANTIĞA SIĞMIYOR’
Şirketin ruhsat müracaatıyla ilgili Ekosistemi Muhafaza ve Tabiat Sevenler Derneği (EKODOSD) Lideri Bahattin Şoför, Gazete Duvar’a konuştu. Şoför, yıllardır Uşak, Afyon, Denizli ve Aydın bölgelerindeki endüstriyel tesislerden ve yerleşim yerlerinden gelen atıklarla kirletilen Büyük Menderes Nehri’nin artık de geri dönülmez biçimde tahribat yaratacak jeotermal tehdidiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Ortaklar, Germencik, İncirliova, Nazilli, ve Buharkent bölgelerinde açılan jeotermal kuyularının iklimsel değişiklik, ziraî eserlerdeki bozulmalar ve hava kirliliği üzere bir çok olumsuz tesirini hatırlatan Şoför, “Tarım, turizm ve doğal hayatın iç içe olduğu eşsiz bir bölgede, jeotermal kuyularının açılmasının düşünülmesi akla mantığa sığmıyor” dedi.
‘KORUNMASI İÇİN ELİMİZDEN GELEN TÜM ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ’
1970-80’li yıllarda Almanlar tarafından çekilen belgesellerle kuş zenginliğinin tüm dünyaya tanıtıldığı, ekoturizm faaliyetleri için kentin gözbebeği olan böylesine kıymetli bir alanda jeotermal sondaj kuyuları açılması halinde tabiatın talan edileceğini tabir eden Şoför, “Su kalitesi bozulacak, habitat tahribatı meydana gelecek, doğal bir sulak alana yabancı çeşitler girmiş olacak, iklimsel değişiklik yaşanacak, memleketler arası kontratlarla korunan bir tabiat alanı geri dönülmez bir biçimde ziyana uğrayacak” dedi.
Son olarak kamuoyuna ve yetkililere hassaslık davetinde bulunan Şoför, şöyle konuştu:
“Büyük Menderes Deltası Ulusal Parkı’nda jeotermal kuyularının açılması talebine, başta Tabiat Müdafaa ve Ulusal Parklar, Tabiat Varlıklarını Muhafaza Şurası ve Kültür Varlıklarını Müdafaa Şurası’nın müsaade vermeyeceğine inanıyoruz. Görüş alınacak öteki kurumlar ve yetkililerin de bölgemizin en hoş tabiat alanlarından biri olan Büyük Menderes Deltası’nın korunması için gerekli hassaslığı göstermelerini bekliyoruz. Doğal ve kültürel kaynaklar açısında çok kıymetli olan bu alan tüm dünyanın mirasıdır. Biz bunun korunması için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz”
