ANKARA- Hizbullah örgütü ismine Mardin, Batman, Şırnak üzere vilayetlerde düzenlenen silahlı, satırlı ve bombalı ataklarda 91 kişinin vefatından sorumlu tutularak 2007’de haklarında ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası verilen ve cezaları Yargıtay tarafından 2010’da onanarak kararları katılaşan Hizbullahçıların hür kaldığı ortaya çıkmıştı.
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, son yıllarda Hizbullah’ın hükümlü tüm üst seviye yöneticilerinin özgür bırakıldığını hatırlatarak,
“Hafıza tazelemek ve uyarmak gerek” dedi.
‘BU ‘CESUR’ TUTUMU ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL’
Anayasa Mahkemesi’nin 2018 yılında ‘heyette askeri hâkim bulunması yine yargılama nedenidir’ kararı verdiğini ve mahkemelerin ağır cürüm mahkumu Hizbullahçılar için ‘tahliye’ kararları vermeye başladığını tabir eden CHP’li Bakan, “Öyle ki Hizbullah evrakını uzun mühlet kesin karara bağlamayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu tercihiyle, 2011’de, ‘uzun tutukluluk’ düzenlemesinin yürürlüğe girmesiyle, Hizbullahçıların bilhassa karar giymiş üst seviye yöneticilerinin özgür kalmasına sebep olmuştu. Ortadan geçen vakitte çok sular aktı, cezaevlerinde hükümlü Hizbullahçı kalmadı. Artık ise tahliye sırasının, hükümlü olan tetikçi Hizbullahçılara geldiği görülüyor. 2019’da onlarca Hizbullahçı özgür bırakıldığında periyodun Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e sormuştuk. Gül, sorularımıza karşılık vermek yerine mevzuatı yazıp tüm yetki ve sorumluluğun yargı mercisine ilişkin olduğunu söz etmekle yetinmişti. Yüzlerce insanı vahşice katleden Hizbullah ile ilgili aldıkları bu tasarrufu da bu ‘cesur’ hali da anlamak mümkün değil” sözlerine yer verdi.
‘TAHLİYE EDİLEN HİZBULLAH HÜKÜMLÜ SAYISI KAÇTIR?’
CHP İzmir Milletvekili Bakan, açıklamasının devamında hususa ait sorular ve karşılıkların tüm kamuoyunu ilgilendiğini belirterek şunları lisana getirdi:
“Biz 2019’da periyodun Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e sorular sorduk: ‘Cinayet, azap, örgüt yöneticiliği üzere cürümlerden mahkûm edilen fakat Anayasa Mahkemesi’nin 2018 yılında verdiği ‘heyette askeri hâkim bulunması tekrar yargılama nedenidir’ kararın akabinde tahliye edilen Hizbullah mahkumlarının sayısı kaçtır? Bütün örgüt hataları ile ilgili yargılamaları ve temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi üyelerinin ihraç edilmesinin tekrar yargılama nedeni sayılması, bütün örgüt cürümleri açısından yine yargılama kapısının açılması manasına mı gelmektedir? Anayasa Mahkemesi’nin kararının akabinde askeri hâkimin bulunduğu mahkemelerde yargılanmış farklı örgütlerin mensupları olan kaç hükümlü tekrar yargılanma müracaatında bulunmuştur? Müracaatların kaçı kabul edilmiş, kaçı reddedilmiş, kaçı hâlâ işlemdedir? Hizbullah mahkumları dışında tıpkı münasebetle tahliye edilen farklı örgütlere mensup hükümlü olmuş mudur? Olduysa sayısı kaçtır?”
‘HİZBULLAHÇILARIN ÖZGÜR BIRAKILMASI KURUM İÇİ MESELE’
Bakan, bu sorularına cevap gelmediği üzere, CİMER müracaatlarında da Bilgi Edinme Hakkı Kanununun ‘Kurum içi düzenlemeler’ başlıklı 25’inci unsuru ile karşılık verildiğini kaydederek,
“Madde, ‘Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve yalnızca kendi işçisi ile kurum içi uygulamalarına ait düzenlemeler hakkındaki bilgi ve evraklar, bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır. Lakin, kelam konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır’ diyor. Yani ya cinayet, azap, örgüt yöneticiliği üzere cürümlerden mahkûm edilen Hizbullahçıların kaçının hür bırakıldığı ve akıbeti kamuoyunu ilgilendirmiyor? Ya da bu Hizbullahçıların hür bırakılması ‘kurum içi düzenleme…’ Bunu da sorduk buna da cevap alamadık. Kaç hükümlü Hizbullahçı tahliye edildi, hür bırakılma tarihlerinden itibaren nerede ikamet ettiler, yurtiçindeler mi yoksa yurtdışına çıktılar mı? Kelam konusu tekrar yargılamalar sonuçlandı mı? Bu soruların karşılığını istiyoruz. Ayrıyeten Anayasa Mahkemesi’nin kararının akabinde askeri hâkimin bulunduğu mahkemelerde yargılanmış farklı örgütlerin mensupları olan kaç mahkumun tekrar yargılanma müracaatında bulunduğu, müracaatların kaçının kabul edildiği, kaçının reddedildiği, Hizbullah mahkumları dışında birebir münasebetle tahliye edilen farklı örgütlere mensup mahkumların olup olmadığı soruları da cevaplanmak zorunda. Çünkü toplumun belleğine fecî cinayetlerle kazınmış bu terör örgütüyle ilgili her ayrıntı, tüm bu sorular ve yanıtları kamuoyunu ilgilendiriyor” dedi. (DUVAR)
